Hans Leip… 22.09.1893’te Hamburg’da doğmuş bir Alman şairi, roman ve hikâye yazarıdır. 1915’te asker sıfatıyla katıldığı Birinci Dünya Savaşı’nda, Marlen ismindeki genç hemşire kızla tanışmıştır. Ancak, kendisinin bundan öncesinde Lili isimli kızla da gönül birliği olmuştur.
Hans Leip, geleceğin bir şair ve yazarıdır ya... Bunun idmanlarına asker ocağında başlamıştır ki, daha orada bu iki aşkını aynı isim ve kimlik altında birleştirip şiire çevirmiştir.
Leip’ın Lili Marlen dediği şiirde, genç bir kadınla onun asker sevgilisi anlatılmaktadırlar. Şiirin gerçek kahramanlarıysa, elbette ki kendisi ve o iki sevgilidirler. Şu var ki...
Dediğimiz üzere, iki ayrı sevgili, şiirde bire indirgenmişlerdir!
Kışla, kapı, fener gibi sözlerle başlayan şiir, oldukça duygulu ve etkileyicidir.
Tam adı Norbert Arnold Wilhelm Richard olan Norbert Schultze de, 26.01.1911’de Braunschweig’da doğmuş gene bir Alman bestecisidir.
Bu ikilinin ortaya koyacakları dünya ölçeğindeki kompozisyonun üçüncü kişisi, o boğuk ve buğulu sesiyle Lale Andersen adındaki bir tiyatro oyuncusu ve şarkıcı kadın olacaktır. Lale Andersen Bremerhaven’de doğmuş (23.03.1905) olup, Danimarka’yı çağrıştıran soyadına rağmen o da bir Alman’dır.
Bunlardan ilk ikisinin yolları 1938 yılında kesişmiş ve Hans Leip’in Lili Marlen şiirinin bestesi üzerinde anlaşmaya varılmıştır. Beste tamam olunca sıra bunun icrasına gelecektir. Şair ve besteci, Lale Andersen’le işte bu noktada buluşmuşlardır.
Besteyle icrasının 1941’e kadarki macerası farklı-farklı yazılmaktadır. Tezlerden birine göre başlangıç hüsrandır. Başka bir teze göreyse, daha başlarda yedi yüz bin satmış bir plak söz konusudur ki, sonraki gelişmelere bakılacak olursa bunun doğru olması gerekmektedir. Diğer yandan da Alman Hükûmeti cephelerdeki askerlerin morali için bir beste düşünmektedir. Özellikle, Libya-Mısır çölünde savaşan Erwin Rommel ordusu için…
Ayrıntılardan arınıp devam edersek, Belgrad’dan yayın yapan Alman askerî radyosu 1941’de besteyi bir çalmıştır ki, dost-düşman âdeta ayağa kalkmışlardır! Böyle bir güfte ve onun duygu örülmüş bestesi, askerlerin savaş şevkini kıracak diye, derhâl harekete geçen Alman Hükûmetince yasaklanmak bile istenmiştir. Ancak… Uyguladığı üstün savaş stratejisiyle büyük başarıları imzalamış ve bugün hâlâ “Çöl Tilkisi” diye anılan bir general Erwin Rommel vardır. Askerlerinin duygularına tercüman olup, Hükûmeti’nin kararına, bizzat ve derhâl karşı çıkmıştır. Sonuçta, Lili Marlen yayımlanmaya devâm olunmuştur.
Olayın sonrası daha da ilginçtir. İlk yayının ardından Alman cephesi şöylesi bir dalgalanmıştır. Artık, her asker şarkıda biraz kendini bulmaktadır. Cephedeki Alman askerleri, yayın sırasında durup Lili Marlen’i dinlemekte, sonra kaldıkları yerden savaşa devam etmektedirler! Peki, yalnız Almanlar mı?.. Müttefikler de aynen böyle!.. Müttefik askerleri, biraz marş, biraz vals ritmindeki Almanca şarkının sözlerini anlamasalar da son derecede yumuşak ve hazin bir ilahî, âdeta oratoryo karşısında ilgisiz kalamamışlardır.
Mesela… Bir gün, Alman siperlerinde savaşa ara verilerek Lili Marlen dinlenirken, hemen karşıdaki İngiliz siperlerinden bozuk Almanca’sıyla bağıran asker şunları söylemiştir: "Heeey, radyonun sesini biraz açsana!"
Bundan sonra da, İngiliz Hükûmeti gerçeği kabul etmek zorunda kalmış, güfteyi İngilizce’ye çevirtip, onlar da ayrıca yayına başlamışlardır! Savaşın sonlarına kadar, her iki cephede ve her gün bir düzen içinde bu şarkı dinlenmiştir.
Güftesi tam elli dile çevrilmiş melodi, sonraki bir dönemde, gene bir Alman olan Hollywood sanatçısı Marlene Dietrich’le de özdeş olmuştur. Filmleri yapılmış, bir süre de böyle gündemde kalmıştır.
Daha önce, dünya müzik târihine kesin damgalarını vurmuş olan Almanlar, sanki, kendilerini bir de böyle ortaya koymuşlardır. Nitekim, Lili Marlen melodisi daha sonra dünya müzik klasiklerinden biri olacaktır.
Hans Leip, doksan yıllık bir ömrün sonunda 06.06.1983’te İsviçre-Früthwilen’de, Norbert Schultze de doksan bir yılın sonunda, 14.10. 2002’de Almanya-Bad Tölz’de hayatlarına veda etmişlerdir. Üçüncü kişi Lale Andersen ise, yakalandığı kanser sebebiyle çok daha erken tarihte (23.03.1972) hayattan ayrılmış bulunmaktadır.
Maria Magdelene Dietrich von Losch, yani Marlene Dietrich’e gelince... 12.12.1901’de Berlin’de doğup, 06.05.1992’deyse Paris’te ölmüştür.
O dahi, doksan bir yıl gibi hayli uzun bir ömrü yaşamıştır.
Lili Marlen, Lili Marlen, Lili Marlen…
O bir hatıradır ki, yetmiş yıl önce kendisini yaratanlar ve şöhrete kavuşturanlarla birlikte hâlâ yaşamaya devâm etmektedir.
Dünya durdukça da etmek üzere!
Mete Esin [Yazar]
Günay Tulun [Fotoğraflar, orijinal sözler, müzikal yayın, kayıt]
LİLİ MARLEN [Orijinal Sözler]
Şarkının Gerçek Adı: “Das Mädchen unter der Laterne”
Almanca Orijinal Sözleri Yazan: Şair Hans Leip – Şiirin Yazıldığı Yıl: 1915
Besteci: Norbert Schultze – Plak Kaydı: Electrola - Solist: Lale Andersen
LİLİ MARLEN [Orijinal Sözler]
Şarkının Gerçek Adı: “Das Mädchen unter der Laterne”
Almanca Orijinal Sözleri Yazan: Şair Hans Leip – Şiirin Yazıldığı Yıl: 1915
Besteci: Norbert Schultze – Plak Kaydı: Electrola - Solist: Lale Andersen
Vor der Kaserne,
Vor dem großen Tor,
Stand eine Laterne
Und steht sie noch davor.
So woll'n wir uns da wiederseh'n,
Bei der Laterne woll'n wir steh'n,
Wie einst, Lili Marleen.
Unsere beiden Schatten
Sah'n wie einer aus,
Daß wir so lieb uns hatten,
Daß sah man gleich daraus.
Und alle Leute soll'n es seh'n,
Wenn wir bei der Laterne steh'n,
Wie einst, Lili Marleen.
Schon rief der Posten:
Sie blasen Zapfenstreich,
Es kann drei Tage kosten!
Kamerad, ich komm' ja gleich.
Da sagten wir Aufwiederseh'n.
Wie gerne wollt' ich mit dir geh'n,
Mit dir, Lili Marleen!
Deine Schritte kennt sie,
Deinen schönen Gang.
Alle Abend brennt sie,
Doch mich vergaß sie lang.
Und sollte mir ein Leid gescheh'n,
Wer wird bei der Laterne steh'n,
Mit dir, Lili Marleen!
Aus dem stillen Raume,
Aus der Erde Grund,
Hebt mich wie im Traume
Dein verliebter Mund.
Wenn sich die späten Nebel dreh'n,
Werd' ich bei der Laterne steh'n
Wie einst, Lili Marleen!